Bu hafta, vefatının 40. yıldönümü vesilesiyle merhum Nurettin
Topçu'yu anıyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi 18-20 Aralık
tarihleri arasında Nurettin Topçu'yu yad etme programı
düzenliyor.
Eleştiri ve iyi niyet bahsini merhum Nurettin Topçu'nun düşünce
izinden okumak istiyorum.
Orhan Okay Hoca'nın “Anadolu'dan Hatıralarla Nurettin Topçu'nun
Mektupları” başlığını taşıyan kitabı, yakın döneme ait pek çok
ayrıntıyı barındırıyor. Bu yazı için seçtiğim bahis, hakikat ve
dostun hatırı karşı karşıya geldiğinde izlenmiş olan yola
dair...
Ali Fuat Başgil ile Nurettin Topçu iyi görüşen iki dost. Fakat
Nurettin Topçu, Ali Fuat Başgil'in “Din ve Laiklik” adlı kitabında
ilmi bakımdan bir takım hatalar görür. Bunları eleştiren bir yazı
kaleme alır. Lakin kendi ismi ile yayınlarsa dostunu inciteceğini
düşünerek yazıyı yeni harflere çevirmesi için Orhan Okay'a vererek
şöyle der:“ Şimdi bunun benim adımla çıkması Ali Fuat Bey'e karşı
ayıp olur. Sen kendi imzanla neşretmek ister misin?”
Orhan Okay “el emrü fevka'l edep” deyip, yazıyı Peyami Safa'nın
çıkardığı “Türk Düşüncesi” dergisine gönderir. Yazı Ağustos 1955'te
yayınlanır. Ancak Orhan Okay imzası ile değil bir mürettip hatası
olarak Orhan Oktay imzası ile. Mürettip hatası hakikate bir katkı
gibidir adeta.