Malumunuz 17 hafta boyunca, Hakikat İncinmesin adlı romanımın birinci bölümünü tefrika olarak dikkatinize sundum. Tefrika yayınlanırken değerli okuyucularımdan ufkumu açan,farklı yaşlılık süreçlerine dair bilgilendiren mektuplar aldım. Tefrikanın birinci bölümünü geçen hafta nihayetlendirdim. Bugünden itibaren bana gelen mektuplar üzerinden yol alalım istiyorum.İlk mektubumuz Kanada’dan geliyor. Çok uzun ve benim için her satırı kıymetli olduğu için (malum yerimiz dar), mektubu ikiye bölerek yayınlayacağım.
Aşağıda dikkatinize sunacağım mektubun sahibi Nuray Türkyılmaz Catic çok ince dikkatleri olan, akademik bakış açısına sahip, üç çocuk annesi genç bir hanım.Onun mektubunda benim için en dikkat çekici husus yaşlıları genç yaşlılar ve 75 yaş üstü yaşlılar diye bölümlendirmesi oldu.
Bu bölümlendirme çok önemli. Mektubu okurken aile büyükleriniz ile ilgili olarak kendi deneyimlerinizi gözden geçireceğinizden eminim. O halde buyurun:
“Tefrika roman serinizi merakla takip ediyorum. Yaşlıların yaşadığımız zamanın içinde tanışık olduğumuz yaşlılıktan farklı bir yaşlılığa evrilmelerini, fedakar, dindar, aile değerlerini merkeze alan yaşlılar yerine, hayatı doya doya yaşamak isteyen ve “değerleri”, dolayısıyla “dini değerleri” de değişime uğrayan “yeni nesil yaşlılar” ve”dijital çağa” ayak uydurma çabalarını, sizin tefrikanızdaki karakterlerde çok güzel görebiliyoruz. Benim gözlemlerim de çoğunlukla digital çağa uyuma ilişkin.
60-65 yaş civarı genç-yaşlılarla (annem ve babam bu grupta), 75 yaş üzerindeki yaşlıların teknolojiyi kullanma konusunda farklılık gösterdiğini düşünüyorum. Annemlerin kuşağı yoğun olarak akıllı telefonları kullanıyor. Müberra Hanım gibi tercihen uzak durmak isteyenler dışında artık herkesin ya feysbuku ya instagramı var. Whatsapp bir gereklilik olarak görülüyor. Benim whatsapp kullanma sebebim annemler. Ücretsiz oluşu ve aynı anda tüm aile ile haberleşme imkanı sağlaması sebebiyle en kolay iletişim aracı bizim için whatsapp. Annemin akranlarının internet kullanımında dikkatimi çeken şey beğendikleri hemen her şeyi paylaşıma değer bulmaları. Ayrıca sanal iletişimin sağladığı kolaylık nedeniyle sürekli herkesin müsait olmasını ve mesajlara cevap vermesini bekliyorlar. Annem kız kardeşim bir konuya emoji ile cevap verip konuşmaya devam etmediğinde “Yine üç gülücük koyup gitti bizimkisi!” diye eleştiriyor örneğin.
Buradaki, yani Kanada’daki farklı Müslüman ülkelerden arkadaşlarımın aileleri hakkındaki yorumları da böyle (batı kültüründeki beklentiler daha farklı). Öte yandan annem instagram ve benzeri uygulamaları, mahremiyetin ortaya dökülmesi ya da tevazuya aykırı davranışlara zemin hazırlaması sebebiyle eleştiriyor.