Ebeveynlerin duyarsızlığını kamera üzerinden okumaya devam
ediyoruz. Çocuklarının özel anlarını servis eden ebeveyn
duyarsızlığı bizim ülkemizle sınırlı değil küresel kriz olarak her
geçen gün bir yenisine tanık oluyoruz.
Bu konuya yoğunlaşmama sebep olan ilk video tanıklığım 2013 yılına
dayanıyor.
Hatırlar mısınız, 2013 yılında dolaşımda olan “duygusal bebek”
videosu vardı (https://www.youtube.com/watch?v=nIsCs9_-LP8).
Mutlu mesut oturan bebek annesi şarkı söylemeye başlayınca
ağlıyordu. Bebek gibi değil, yaşlı bir insan gibi usul usul gözyaşı
döküyordu.
Kadın şarkıyı kesince bebek susuyor, şarkıya başlayınca dünyanın
bütün yükü omuzundaymışçasına içli içli ağlıyordu.
Bebeklerin ağlaması kalbi olan herkese dokunur. Dokunmalı.
Fakat bu bebek annesinin şarkı söyleyen sesinden ne hissediyor da
bu kadar derinden, yaşından beklenmeyecek bir duyarlılıkla içlenip
gözyaşı döküyor?
Kadının bebeğini ağlatmak için şarkı söylemesini, şarkı söylerken
bebeğinin gözyaşlarını videoya almasını, sonra onu servis
etmesini... Uzatmayayım. Bir türlü anlayamadım. O kadının çocuğun
annesi değil de bakıcısı olduğunu düşündüm.
Videonun altına yazılan yorumlara baktım. Olaya benim baktığım
yerden bakan birinin yorumunu görüp bu dünyada yalnız olmadığımı
görmek istedim. Yoktu.
Videonun altına yazılan yorumlarda kadının sesinin güzelliğinden,
bebeğin şirinliğine dair pek çok yorum yazıldığı halde çocuğun bu
halini niye videoya aldığı ya da bu video için çocuğu tekrar tekrar
ağlatmaya ne kadar hakkı olduğu üzerinden soru soran, yorum yapan
yoktu. (Belki de bu tür yorumlar engelleniyordur. O tarihlerde
yorum sayısı okunabilecek miktarındaydı. Bugün için imkansız. 25
bin yorumun hangi birini okuyacaksınız...)