“Neler oluyor bize?” sorusunu soranlar, sorunun cevabını daha ziyade siyaset üzerinden arıyor. Benim cevap aradığım alan teknolojinin gündelik hayat üzerindeki etkisi.
Teknolojinin içine doğanlarla teknoloji ile arasına mesafe koyanların davranış kodları üzerinde durmak her zaman çok fikir vericidir. 1970’li yıllarda TV ekranı ile ilk defa muhatap olan yaşlı kuşak “Zeki Müren de bizi görüyor mu?” sorusunu soran kuşaktı.
Televizyonla karşılaşan ninelerimiz, mesela onlardan biri de 1903 doğumlu ninemdi, televizyon açılınca derlenip toparlanmış, ekrana sırtını dönmüştü. Bu davranış beni çok düşündürdü. Ninemin yaşındaki bütün kadınların aynı tepkiyi verdiğini hatırlıyorum. Ninemin TV ekranına sırtını döndüğü sahne yıllar boyunca benimle yaşamış olmalı ki, felsefe ve sosyoloji okumaya başlayınca kuşakların ortak davranışları bahsinde doğrudan bu olay canlandı gözümde, canlandıkça zihnime bir kıymık gibi batmaya devam etti. Ta ki İsmet Özel’in Yusuf Masalı’nda dile getirdiği, hayatımızın özetine rastlayıncaya kadar:
Eskiler aramaz, iz sürerdi/Bilirlerdi
Evet’le Hayır arasına Belki
Sokulduğunda/Felaket gelir/Noksanı fark ederlerdi, çünkü bütünden/ Nelerin koptuğu besbelli.