Bir sitede güvenlik görevlisi olarak çalışan ve görev mahallinde
eski Bakan'a ve korumalarına kimlik sorduğu için dayak yiyen şahsa
sorumluluk bilincini yerine getirdiği için güvenliği dert edinen
bütün vatandaşlar adına şükranlarımı sunuyorum.
İşi ehline veriniz düsturunun nasıl yerle bir edildiğini
anlatabilmek için daha çarpıcı bir görüntü olabilir mi?
“Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” efelenmesi ne İslami, ne de
insani bir davranış.
Yanlış davranışların öznesi “kamusal kimlik” olunca olayın
yanlışlığı üzerinde daha kolay anlaşabiliyoruz.
Peki günlük hayatımızdaki gayri medeni davranışlar konusunda ne
kadar hassas davranabiliyoruz?
Şimdi size, her gün onlarcasına tanık olduğunuz bir metrobüs
konuşmasını takdim ediyorum. Lütfen metni dikkatlice okuyun ve
vurguladığım cümleler üzerinde düşünün.
Buyurun:
Cevizlibağ'dan Beylikdüzü'ne giden tıklım tıklım bir metrobüste
30'lu yaşlarında bir hanım yolcu kulağında kulaklık, cep telefonu
ile konuşuyor. Konuşurken hiç kimseyi umursamıyor. Hani derler ye
kıyamet kopsa umurunda değil. Oldukça yüksek perdeden sohbetini
“zevk “ ile sürdürüyor.
Ve fakat birazdan kıyamet kopacak.
Oturmakta olan orta yaşlı adam sabrının son sınırlarında geziniyor.
Derken...
İşte Patladı: