En büyük sorunumuz bütünü görememek. Olaylara nesnel bakış açısı
ile yaklaşamamak.
Bilgi düzeyi, test üzerinden değerlendirilmiş gençlerin bütünü
görememesini, ağaçtan ormana, ormandan ağaca gidememesini
anlayabiliriz. Sorun şu ki aklı başında olmasını beklediğimiz
“olgun” insanlar dahi toplumsal düzen söz konusu olduğunda, olaya
değil özneye yakınlığına göre saf tutup savunmaya geçiyor.
Sözü Çarşamba günü yayınlamış olduğum yazıya getireceğim.Ama
önce gelen tepkileri arz edeyim:
-Yazılarınızı internetten okuyorum ve o kadar yoğun reklam var ki
yazınızı okuyamadım bile.
(Yazımı okurken karşılamış olduğunuz reklamlardan dolayı özür
dilerim. Sorumlusu ben değilim lakin benim yazımı okumak için
reklama maruz kaldığınızı söylediğinize göre her birinize özür
borçluyum. Fakat lütfen şunu düşünelim: İnternetin ruhu reklama
dayanıyor. Her türlü işimizi internet üzerinden yaparak, bu “ruh” u
ne kadar diri tuttuğumuzu kendimize sorabiliyor muyuz?)
-Eski bir bakanın yaptığı hoyratlığı yazmak kolay. Sıkıysa hali
hazırda bakan olan birine dair yazın bu yazıyı.
Güçsüzden yana olmak kolay.Önemli olan haktan yana olmak.
(Bakan eski Bakan olunca güçsüz oluyor bu cümlenin sahibine göre.
Asgari ücret ile çalışan site güvenlik görevlisi ise “güçlü” .
Bu eleştiri için söylenebilecek cümleler ziyan. Bakış açısının bu
kadar yanlış bir şekilde ortaya konduğu başka örneklerle
karşılaşmamak için dua ettim. Karşılaşırsam emin olun ben dahi
toplumsal tutarlılık adına diri tutmaya çalıştığım umudumu
yitirebilirim.)