15 Temmuz gecesinden bu yana hayatı/ başımıza gelenleri/
kederimizi ya da umudumuzu yoğun bir şekilde fotoğraflar üzerinden
ifade ediyoruz.
Nihayet Dergi olarak Ağustos sayımızda fotoğrafın gramerine
başlangıç yapmaya niyet etmiştik. Niyetimizin 15 Temmuz görüntüleri
ile buluşacağından habersiz. Hayatımıza giren yeni teknolojilerin
zaman ve mekan algımızı nasıl değiştirdiğine odaklanmıştık...
Hayatımıza giren her teknoloji zaman ve mekan algımızı
değiştirir.
Her yeni teknoloji nimetleri ile birlikte külfetlerini de
beraberinde getirir.
Bazı aletlerin, araçların hayatımızı temelden değiştirdiğini fark
ederiz. Mesela demiryolu taşımacılığı, otomobil, uçak, televizyon,
çamaşır makinesi.
Bazılarının hayatımızı nasıl değiştirdiğini ise hiç fark etmeyiz.
Mesela fotoğraf makinesi.
Gösteri toplumunun mayasının kabarması fotoğraf makinesinin icadı
ile başlar. Hayatın envanterini çıkarmak, zamanın elinden anıları
kurtarmak olarak hayatımıza giren fotoğraf makinesinin değerler
hiyerarşisini değiştirdiğini/ değiştireceğini hiç tahmin
etmeyiz.
Fotoğrafın paylaşımı, değerler hiyerarşisini de değiştirmiştir
baştan aşağı. Olmanın yerini sahip olmak almıştır. Sahip olunan
şeylerin “bir fotoğraf karesi” olarak sunuma açık olması
yeterlidir. Görülebilir olanlar gençlik, güzellik, para.
Görülemeyenler/ gösterilemeyenler ise şefkat, merhamettir. Zaman
zaman iyiliğin fotoğrafı yayınlansa da şiddetin fotoğrafını
yayınlamak kadar kolay değildir iyiliğin, erdemin fotoğrafını
yayınlamak.