Kara gökler kül rengi bulutlarla kaplıydı lakin yolcunun yola
koyulması gerekiyordu. Verilmiş sözleri vardı. Vakte kayıtlıydı.
Kaydolduğu zamana söz verdiği mekanda riayet etmesi
gerekiyordu.
Yağmura rağmen şoför kararlaştırılan zamanından önce geldi.
İstanbul ya erken gelenlerin ya geç gelenlerin şehri. Erken
gelenlerin hakkına riayet edilmeli. Gelen şoförü bekletmemek için
acele ile yerden bilgisayar çantasını kaldırdı. Tam o sırada
kendisini en olmadık zamanlarda hatırlatmak isteyen ve
hatırlatırken varlığını çığlığa dönüştüren fıtık ses verdi.
Kadın bilgisayar çantasını emekleyerek kapıya götürdü. Emekleyerek
mutafa gidip bir kas gevşetici aldı.(Spazmın ilk anında derhal
istirahate çekilmek gerekiyor. Tecrübeyle sabittir ayakların
üzerinde durmak iyileşmeyi geciktiriyor.) Derin derin nefes
aldıktan sonra topallayarak aşağı indi.
Akmayan trafiğin içinde bir müddet yol aldılar. Ağrısını unutmak
için çantadaki kitabın satırlarına sığındı kadın. O dakikadan sonra
ağrısını da trafiği de unuttu.
Şoförün İki köprü de kilit nereden gidelim sorusuna vapurla geçelim
diye cevap verdi.
Vapur kuyruğunda kahve içme imkanı da bulunca bir kitabın
satırlarında ağrılarımdan beni saklayan Rabbime hamd olsun diye
şükretti kadın. Bu duayı ilk defa ettiğim gün diye gökyüzüne ve
yağmura baktı bir müddet.