Suriyeli Ahmed'in haberini biliyorsunuz. İzmir”de bir lokantada
mendil satarken lokanta görevlisi tarafından dövüldüğü iddia edilen
Ahmed'in hikayesini...
Haberin birinci aşamasında burnundan kan akan bir çocuk, ve çocuğun
naylon poşetinden yere dökülmüş kağıt mendil paketleri vardı.
Haberin ikinci aşamasında, “bütün Türkiye” adı bile bilinmeyen
Suriyeli çocuğu bulmak için seferber oldu.
Haberin üçüncü aşamasında ise, aranan Suriyeli çocuğun bulunduğu,
adının Ahmed olduğu ve ailesi ile birlikte lüks bir otelde tatil
yaptığı servis edildi necip medyamız tarafından.
Haberin aşamalarına yakın plan tekrar odaklanalım.
Olayın birinci aşaması: Lokantada mendil satan bir çocuk. Mendil
satmak dilenmenin bir derece yukarısı sadece.
Hiçbir kurum masaların arasında dilenen insanların olmasını
istemez.
Diğer taraftan masalarda yemek yiyen insanlar da dilenen özellikle
de dilenen çocuklarla muhatap olmak istemez.
Bu satırlardan lokantada mendil satan çocuğun şiddet görmesini
onayladığımı düşünmeyecek kadar basiretli okuyucuya sahip olduğum
inancı ile yazdığımı söylemek isterim.
Yanlış olan, mendil satan çocuğun şiddet görmesidir. Lokantada
mendil satmasının engellenmesi değil.