I-
Yan yana sıralanmış, evim evim benim evim konseptinde hazırlanmış
müşteri bekleyen ve beklediği müşteriyi fazlasıyla bulan
dükkan/mağaza/avm'lerden birine, bazen bir kaçına art arda girme
alışkanlığım var. Hayatın en hakiki diyaloglarını artık buralarda
yakalıyorum. Özellikle erkekler ve kadınlar arasındaki “bilinç”
farkını.
Aşağıda dikkatinize sunacağım diyalog işte böyle bir anın/anının
hediyesi.
Satıcı kırkını devirmiş, görmüş geçirmiş bir mirasyediye benziyor.
Hatta Mustafa Kutlu'nun “Hesap Günü” hikayesini henüz okuduğumdan
mıdır yoksa hayatta karşılaştığımız her insanı Mustafa Kutlu
hikayesine yakıştırma alışkanlığımızdan mıdır bilemeyeceğim, “Hesap
Günü” hikayesinin kahramanı Paşazade Arif Bedir'in şekerci
dükkanından sonra bir ara zücaciye işiyle de ilgilenip
ilgilenmediğini düşünürken buldum kendimi. Anlayacağınız
satıcı/dükkanın sahibi, bulunduğu mekana o kadar yabancı ve
uzaktı.