-
Küresel dünyada sınırlar ortadan kalkıyor. Despot ülkeler
istedikleri ülkenin sınırlarını yol geçen hanına çeviriyor.Bakınız
Afganistan, bakınız Irak, bakınız Suriye.
Müslüman ülkelerin başına bela örenler, kendi ülkelerinin
sınırlarını korumak için seferber.
Büyük hikaye ile küçük hikaye daima aynı yolda ilerler.
Küresel dünyada sınırlar belirsizleşirken, bireylerin küçük
hayatlarında da içerisini ve dışarısını ayırmaya yarayan eşik yavaş
yavaş ortadan kalkıyor.
“İçerisi” ve “dışarısı” arasındaki sınır ortadan kalkınca, kimin
kime niçin kızdığı belli olmayan bir öfke iklimi ortaya
çıkıyor.
Öfke iklimini engelleyecek olan en önemli bariyer adab-ı
muaşerettir.
Fakat ne yazık ki,adab-ı muaşeret eksikliğini çoğu defa “ideolojik”
bir durum olarak kabul etme yanılgısına düşüyoruz.
II-
Medeni insan nerede, nasıl davranacağını bilir.Kimden ne
isteyeceğini ve neyi istemeyeceğini, kime sitem edeceğini kime
sitem edemeyeceğini bilir. Yani bilmesi gerekir. Lakin ülkeler
arasındaki sınırların müphemleşmesi ile doğru orantılı bir şekilde
kişiler özel hayatları ile kamusal hayat arasındaki sınırı,
mesafeyi koruyamıyor; koruyamadığı gibi birbirine karıştırıyor.