Her şeye rağmen okumak- yazmak için gayret ediyorum.
Umudu korumak hiç kolay olmasa da, akıntıya karşı yüzmek pahasına devam ediyorum.
(Her şeye rağmen kısmı acılı bir bahistir. Ne ki bunu anlatacak değilim.)
Okuyorum.
Bir taraftan önüme düşen tivitleri okuyorum, tek başına doğum sancısı çeken gencecik bir öğretmenin gözaltındaki çilesini anlatıyor. Bu olamaz diyorum. 21. Yüzyıl'ın Türkiye’sinde bu haber gerçek ise, benim bu kadına karşı ödenecek borcum var. Her birimizin hanesinde kayıtlı borç ile önümüz hiç de aydınlık değil.
Bu haberi sosyal medya hesabıma gönderenler, benim o tivitle ilgili yorumumu bekliyor. Yorum yapmıyorum. RT etmiyorum. Çünkü o yorumun, o gencecik kadının doğum yalnızlığına, sancılar içinde kıvranan yalnızlığına, benim vicdan sahibi entelektüel edalarında attığımın tivitin hiçbir faydasının olmadığını/olamayacağını biliyorum. Ne yapıyorum?