Gündelik hayatın davranış kodları üzerinde kavramsal düzeyde konuşamadığımız sürece, “neler oluyor bize”, “yine bölündük”, “vay biz ne ara bu hale geldik” sızlanmaları eşliğinde, kabalığın ve küstahlığın yayılmasına katkı sunmaktan öteye gidemeyeceğiz.
Geçen haftanın sosyal medyada en çok konuşulan olaylarını “kuantum benlik” üzerinden analiz etmek istiyorum.
“Kuantum benlik” üzerine bilgimi Danah Zohar’a borçluyum. Danah Zohar 1954 doğumlu bir fizikçi. Bir KADIN! Fizik, felsefe üzerine lisans öğrenimi gördükten sonra, Harvard Üniversite’sinde Felsefe, din ve Psikoloji okumuş, Financial Times tarafından “dünyanın en büyük yönetim düşünürlerinden biri” olarak tanımlanmış bir isim.
Danah Zohar’ın söylemi ile geçen haftanın gündemi nasıl buluşturacağım meselesine gelince...
Cumhurbaşkanlığı Baş Danışmanlarından Avukat Özlem Zengin’in Bingöl’de kadın girişimcileri destekleme toplantısında yapmış olduğu konuşmada; kadınların, esas fikirlerine öncelik verelim dedikten sonra gündelik hayatın fikirlerin ebesi olan atmosferinden bahsetmek üzere, benim için en çarpıcı fikirler bulaşık yıkarken geliyor dedi. Özlem Zengin’in bu konuşmasından fevkalade güzel bir habercilik yapmak varken; magazinel haberciliğin ayak izinde incitici bir haberler yapıldı, yazıldı çizildi.
Türkiye’de maalesef gündelik hayatın enerjisi imha ediliyor. Okumakta olduğum “Kuantum Benlik” kitabında Danah Zohar bu kitabı kızıma hamile iken yazdım diyor ve kitabın hikayesini şöyle anlatıyor: