Sosyal medyada Orhan Pamuk hakkında yazanlara rastlıyorum bazen.
Yazdıkları tivitlerden Orhan Pamuk'un tek bir romanını okumamış
olduklarını, sadece “kötü bir zamanlama” ile Ermeni tehciri ile
ilgili söylemiş olduğu cümlelerden haberdar olduklarını
görüyorum.
Gençlerin Nobel Edebiyat Ödülü'ne sahip yazarın tek bir romanını
okumadan onun hakkında konuşuyor olmalarına şaşıracak mıyız?
Hayır.
Türkiye'de “Ben roman okumam!” cümlesi düşünsel soyluluk olarak
ortaya konan bir cümledir. “Ben roman okumam” diyen kimse roman
okuyacak kadar boş vakti olmadığını en şık ve en entelektüel
şekilde ortaya koyduğunu düşünür.
Roman okumadığını söyleyen kişiler ne okumaktadır? Genellikle
okumakla pek araları yoktur.
Türk erkekleri roman okumaktan korktuğu kadar dizi film izlemekten
de korkan bir yapı gösterir genellikle. Dram ya da dizi film
izlediklerinde üzülmekten korkarlar. Ama şiddet, macera içerikli
filmleri gönül rahatlığı ile izlemeyi başarırlar.
Sözü nereye getireceğim...
Roman okumak ya da tv filmi/dizisi seyretmek bizi başkaları ile
konuşmaya sevk eder. Bir kitabın sayfalarından ya da bir filmin
sahnelerinden konuşacak bir şeyler buluruz. Tasada ve kıvançta,
kederde ve sevinçte buluşmayı başarırız. Son yıllarda üzerinde
konuşabildiğimiz diziler Türk dizileri değil, daha ziyade yabancı
diziler. (Türk diziler bizi “ifsad” ederken; yabancı diziler Black
Mirror, West World örneğinde olduğu gibi gelecek okumalarına davet
ediyor.)