Geçen hafta yayınlamadım. Beklettim. Çünkü son bölümde, folklor ile antropoloji arasındaki geçişkenlik üzerinden bir şeyler yazmak istiyordum. Zihnim bir türlü berraklaşamadı, hâl böyle olunca yazıyı beklettim. Pazartesi günü yazının başına tekrar oturdum. Bu defa yazacaktım. Öyle zannediyordum. Yazamadım. Sırasız gelen bir ölüm ile, kelimelerin birbirine mesafesi uçuruma dönüştü. Erken gidene yüreğim yandı, ama ikinci defa evlattan yetim kalan halama daha çok yandı. Babadan yetim halam, iki oğuldan da iki yıl ara ile yetim kaldı. Allah onları inşallah cennetinde buluştursun. Amin.
Velhasıl, bu da böyle bir yazı oldu, bağışlayınız...