Edip Cansever der ya hani o güzelim şiirinde, “Beni bir sardunya büyüttü belki”.
Belki değil muhakkak bizi büyüten bir çiçek ve bizi büyüten şarkılar vardır.
Sadece yaşıtlarımızla büyümeyiz; şarkıların, türkülerin içinden geçe geçe büyürüz.
İnanırım, insanı en çok çiçekler ve şarkılar büyütür.
Beni büyüten de cam güzelleri ve Nesrin Sipahi şarkıları...
Ne zaman bir cam güzeli görsem aklıma bir Nesrin Sipahi şarkısı gelir.
Şarkıyı ilk Nesrin Sipahi'den duyduysam o şarkı benim için daima Nesrin Sipahi şarkısı olarak kalmıştır.
1970'lerden 80'e radyonun hiç kapanmadığı ve radyomu her yere taşıdığım bir gençliğim oldu.
Öğrenciliğimiz ev işinden kaytarmamıza mazeret olamazdı. Biz ancak ev işi yükümlülüklerimizi yerine getirdiğimizde yani boş/serbest zamanlarda öğrenci olabilirdik.
Kızların yaygın olarak orta okula gönderilmediği, sınıf mevcudunun ancak beşte birinin kız olduğu sınıflarda okuduk. Orta birinci sınıfta altmış kişilik sınıfta sadece sekiz kız öğrenci idik.
Okula giden kızlar olarak okula gitmeyi hak etmemiz gerekiyordu.
Hak etmek için ev kızları kadar iyi çeyiz işlemeli (ilk etamini, ilkokul beşi bitirdiğim yıl işlemiştim), güzel yemek yapmalı (şimdilerde genç kızlar şef aşçı olma hayali kuruyor, o yıllarda Yeşilçam filmlerinde başroldeki güzel kızın ilk cümlesi, ben yemek yapmayı bilmem, olurdu), evi silip süpürmeliydik.
Süpürmek deyince tak süpürgeyi fişe... Yok efendim bildiğiniz süpürge. Ot süpürge. Bildiğiniz yanlış oldu. Artık o süpürgeler satılmaz oldu. (O süpürgelerin naylondan yapılmış modelleri var.)
Lafı dağıttığımı zannetmeyin radyo dinlemenin, radyoda Nesrin Sipahi dinlemenin insanı zamandan ve mekandan koparan şenliğine geleceğim.
Neden Nesrin Sipahi?