Doğan gün
Gecenin karanlığından sabahın nuruna kavuştuk. Güneş yine doğdu.
Ama doğan güne değil saatin alarmına uyandık. Kanılmamış uykularla
şehrin sokaklarına karıştık. Doğan güne şükretmeyi unutturdu mu
sabahın telaşı...
Selam ver sağına soluna
Namaz kıldık sağımıza ve solumuza selam verdik. Ya komşumuz...
Otobüste, metroda sabahın ilk anına birlikte karıştıklarımız. Bu
selamsız çehreler bizim mi?
Selamı olmayanların sabahı olmuyor, HATIRLA.
Sana ihtiyacı olanları gör
Gören gözlerin, yürüyen ayakların, duyan kulakların, tutan ellerin
için eda edemediğin bir şükür kalacak sende. Bedenin kendini
taşımaktan yorgun.
Kurtulmak için bu yükten, fakiri, güçsüzü, muhaciri, yaşlıyı görme
zamanı.
Dert dinle, deva ol dertlere
Yaşamak hem dertlenmektir hem dert çözmek. Hayatın kör düğümünü
çözemeyeceğini bile bile dört elle sarılmaktır hayata. Kimselerin
çözemediği düğümü bir çocuk tebessümü, bir yaşlının duası, esnafın
ilk siftahı çözer belki de... Hayatın rengi yaşayanların umudunun
rengi kadar berrak, umutsuzluk kadar koyudur.