-I-
Pastanenin neredeyse caddenin ortasına doğru attığı masalardan birine oturmuşlardı. İkisinin elinde de cep telefonu, okuma- yazmayı yeni söken taze öğrenci heyecanında, gördüklerini birbirleriyle yardımlaşarak sökmeye çalışıyorlardı.
Biraz önce “içine ne koyuyorsunuz-“ diye sorup sonra “ben esasında onu şöyle yapıyorum siz de öyle yapıyor musunuz en azından bardağa taze dal reyhan koysanız, reyhan yok mu e o zaman bir dal taze nane koyun, taze nanenin pastanede ne işi mi var, efendim limonata için pastanede ne işi var demiyorsunuz o halde hizmetinize dikkat edeceksiniz” ikazları ile sipariş ettikleri limonatadan bir yudum bile almadan, öyle başları ekranda...
“Ben bunu biliyorum” dedi ak saçlarını tepesine topuz yapmış olan.
Yarı kırçıllı kısa saçlara sahip olan, “gözlerin ilerleyince onları da bilemeyeceksin” dedi.
Topuzlu, “E o zaman mesele bilme meselesi değil görme meselesi .Biz şimdi bununla niye uğraşıyoruz ki!” diye itiraz etti, gönülsüz giriştiği işi terk etme fırsatını yakalamışçasına.