Babaannem dün bizde kaldı. Yıllar vardır ki “Evim ille de kendi evim, kendi yastığım-kendi yorganım” der başka bir şey demez. En önemlisi de yastık. Hakikaten her gittiği yere yastığını götürür. Annem “Yastığının yorganının aynısını burada senin için hazır tutalım sadece sen kullanırsın” dese de ikna etmeyi başaramamıştı bunca yıl. Ama Evren Hanımlı günler belli ki babaannemin yorgan takıntısını epey törpülemiş.
Babaannem iki gün önce ikindi sularında bize geldi. Gelmeden önce telefon etti. “Misafir kabul ediyor musunuz?” dedi. Ki genelde sormaz. “On beş dakikaya geliyorum Bilge beni karşılasın” der kapatır. Bilge yok diye cevap söz konusu olacak ise o vakit “Apartman görevlisi beklesin beni!” der. Bu defa öyle olmadı. Mesaj yazmadı. Telefon etti. Kanlı canlı. Mesajını görmedik diye bir mazereti engellemek ister gibi sanki.
“Misafir kabul ediyor musunuz?” sorusunu, yanında bir misafiri olacak diye yorduk annemle. Belki de Evren Hanım ile birlikte geliyorlardır. Öyle ya bu kadar vukuatlı günler geçiriyoruz her olayın altında bir Evren Hanım organizasyonu patlak veriyor en iyisi tanıştırmak diye düşünmüş olabilir Naciye Paşa.
Ama tanıştırma için yengemleri de davet etmemiz gerekmez mi? Babaannem bir yıldır “Gülderen’ in kocasının evine adımımı atmam” diyor. Bir kaç haftadır biraz yumuşamış gibi görünüyordu babaannem, ama bayram öncesi amcamın babaannemin bayram bayram Uludağ’a çıkmasına yaptığı muhalefet ile kırgınlık tazelenmiş oldu.
Annem, babaannemin ağzından laf almak için sanki o oğlumu ve torunumu göreceğim demiş gibi, “Cüneyt ile İlter bugün biraz geç gelecek, halı saha maçları varmış” dedi.
“Önemli değil” dedi babaannem. Nasıl önemli olmaz. Akşam saatinde bizde olacak ve İlter’i göremeyecek. Ki bu babaannemin tarihinde bir ilktir. İlter onun en sevgili torunu. Kimsenin alınıp gücenmesine aldırmadan “En sevdiğimin en sevdiği” diye hitap eder ağabeyime. “En sevdiğimin” sıfatının işaret ettiği kişi günün anlam ve önemine göre değişebilir. Bazen rahmetli dedem olabilir, bazen babam olabilir –ki bu genellikle amcamın olduğu” ortamda dile getirilir.