Babaannemin Sağlık Bakanlığını göreve çağıran etkinliği bitti rahat bir nefes alacağız diyorduk ki... Meğer henüz bir şey başlamamış.
Perşembe sabahı şöyle istediğim saatte yataktan kalkma özgürlüğüm olsun diye çarşamba gecesi telefonumun alarmını azat etmiştim. Babaannemin “vaziyet al” alarmı ile uyanacağıma keşke kendi telefonumun o bildik sesi ile güne başlasaydım.
Henüz kargaların ve martıların bile ayaklanmadığı bir saatte telefon edip, “Duvara çerçeve asılacak bir gelip fikrini söylesen...” dedi babaannem. “Yarın uğrarım” dedim. “Yarın olmaz bugün evde olduğunu biliyorum hemen gel görevlinin sadece 15 dakikası var.”
Yahu babaanne hazırlan çık, yürü 15 dakikada gelemem diyecek oldum “Geliyorsun” deyip kapattı.
Babaannemde ergen gerilimi, çocuk inadı, yaşlı alınganlığı birbirine karışmış durumda.
Annem nakış kursu için yola düşmüş olmalı. Evde mutlak bir sessizlik hakim. Babam ile ağabeyim trafiğin kahrındansa yatağın sıcaklığına veda etmek en iyisi değip, komşularının “Siz burada yatıyorsunuz kesin” yargılarını bu sabah da haklı çıkarmak için kepengi çoktan açmış olmalılar. Okullar ders başı yapınca esnafa ne oluyorsa! Ders zili okullara çalmıyor okullarda çalmıyor koca bir ülkeye çalıyor.