2 Mart 2023, Afyon’dan İstanbul’a dönüyoruz.
Gebze’den itibaren donmuş trafiğin içinde, otobüsümüz demir atmış gemi misali bekliyor. İstanbul’a seyahat için gelmiş olanlar derhal kendini belli ediyor. “Yaşanmaz burada! İstanbul bitmiş!” Gözlerinin değdiği her binayı yıkılmış halde gösteren bir bilgisayar programı üzerinden denetliyormuşçasına fikir beyan ediyorlar. “İstanbul insanı hasta eder, burada yaşanmaz” diye söyleniyorlar, kendilerinin dışında herkesin psikolojisinin bozuk olduğunu ima ederek... Konuşanları görmüyorum, seslerin kimliğinden yaşlarını ya da mesleklerini tahmin etmem mümkün değil, içlerinden sadece biri ile, Uşak ya da Afyonlu olduğunu tahmin ettiğim 70 yaş civarındaki kadın ile, otobüse binerken göz aşinalığım olmuştu.
“İstanbul İstanbulluları hasta ediyor.” “Zaten herkes hasta.” Günlük hayatta son birkaç yıldır en çok bu iki cümleyi duyuyorum. Bu cümleler ekrandan ezberlenmiş, daha doğrusu ekrandan zihinlere aktarımı yapılmış cümleler. Cümleyi söyleyen, “Herkes hasta, en sağlıklı benim” diyor kendinden emin bir edada.
Milim milim ilerleye ilerleye otobüs nihayet Dudullu terminaline giriyor. Terminalde sadece iki taksi var. O iki...