Bayramı “tatil” edenlerle, bayramı bayram edenlerin ortak
mesaisi bu sabah itibariyle başladı.
Bayramı ne “bayram” ne de “tatil” olarak yaşayamayanlar da var
dünyanın dört bir köşesinde.
Bayram sabahının varlığının ve yokluğunun aynı anda en derin
hissedildiği yer, hapishane, hastane köşeleri ile vatandan
kilometrelerce uzaktaki gurbet köşeleri…
Bugün size gurbette idrak edilen Ramazan-ı Şerif'i ve gurbet
bayramını anlatan bir mektup sunuyorum. Buyurun:
Selamünaleyküm Hocam!
Ramazan'ın ucundan kendini gösterdiği bir beldede elimden
geldiğince Ramazan-ı Şerif'i idrak etmeye çalıştım. Anladım ki
Ramazan tek başına geçirilecek bir ay değilmiş. Arkadaşlarım bana
Nihayet Dergi'nin Temmuz sayısını yolladı. Ramazan'da yoldaşım
Nihayet'ti. Ellerinize sağlık. Köşe yazılarınızı da düzenli olarak
takip etmeye çalıştım, kaçırdıklarımı da geri dönüp mutlaka
okudum.
Pazartesi günü yazdığınız yazıya bir ekleme de ben yapmak isterim
müsaadenizle: Bir Ramazan-ı Şerif'i daha 'ihtilaflarla' idrak
ettik.
Bu Ramazan İslam dünyasının birlik içinde olmayışını daha yakından
hissettim. Burada Suudi Arabistan, Katar, Dubai, İran ve Kazakistan
olmak üzere Türkiye dışından Müslüman arkadaşlarım var. Ezansız bir
beldede ezan saatlerini neye göre belirleyeceğimiz hakkında
hiçbirimizin bir fikri yoktu. İmsak ve iftar için Diyanet, buranın
yerel camisi ve Abdülaziz Bayındır'ın takvimini kullanan üç farklı
kesim vardı.