California deyince sanırım hayallerinizde mutlu ve şöhretli insanlar ve bu insanların yaşadığı göz alıcı bir şehir canlanıyor. Amerika ’nın en kalabalık ve en renkli eyaletlerinden biri olan California aynı zamanda sinemanın kalbi. Mutlu ve popüler azınlığın barındığı bir şehir olması hasebiyle de ayrı bir öneme sahip California. Fakat hayallerimizde özel bir yer edinen bu şehir bünyesinde sadece seçkin elit kesimi değil, sekülerizmin getirdiği amansız bir hastalığı “California sendromunu” da barındırıyor. Seküler insanın tutulduğu bu sendrom kolay kolay rehabilite edilemiyor.
California bir devlet değil fakat sahip olduğu ekonomik gücü itibariyle bir devlet kadar söz sahibi… Fakat şehir son zamanlarda sadece sinemanın önemli simaları ile değil psikoloji tarihine damga vurmuş bir sendromla anılıyor. Ne kadar ilginç değil mi?