Yıldönümüne 24 saat kalmış 15 Temmuz hain darbe girişiminin, başarısızlığa uğramış olması yanında, bir özelliği daha var: Darbenin başarısız kılınması 250 şehit, 2 bin 193 gaziye mal oldu.
Türkiye çok partili siyasi hayatında (1946 sonrası) doğrudan veya dolaylı askeri müdahaleler yaşadı; kaç hazırlığın hayata geçirilemeden boşa çıkarıldığını bilmiyoruz ve muhtemelen hiçbir zaman da bilemeyeceğiz.
Hepsinin temel özelliği, cana mal olmamasıdır.
Son hain kalkışma işte bu yönüyle diğerlerinden ayrılıyor.
Desperado kalkışması
Önemli mi bu? Hem de çok önemli. En başta, darbeyi planlayan,
taşlarını döşeyen, saati geldiğinde emrindeki askerleri harekete
geçiren kadronun gözü dönmüşlüğünü göstermesi bakımından önemli.
Bir tür ‘desperado’kalkışması bu.
Aradan geçen 364 günde ortaya dökülen bilgilerden anlaşılan, darbe girişimine, ilk yapılacak Yüksek Askerî Şura (YAŞ) toplantısında geniş çaplı tasfiyeler yaşanacağı beklentisi âciliyet kazandırmış; sadece o gece darbe saati öne çekilmemiş, aslına bakılırsa çok daha sonraları için planlanan darbe, tasfiye korkusu yüzünden, aylar –belki de yıllar– öncesine alınmış…
Başarısız olmasında bunun etkisi muhakkak var.
İcraat için belirlenmiş esas tarih beklenmiş olsaydı sonucun fazla farklı olmayabileceği düşünülebilir. Kendini tankların önüne atmaya hazır millet… Gözü kanlı sergerdelere dönüşmüş silâh arkadaşlarına karşı çıkmayı göze alabilen bir Türk Silahlı Kuvvetleri camiası… Ve teslim olmak yerine ölmeyi umursamayarak direnmeyi yeğlemiş bir siyasi liderlik olduğu müddetçe darbelerin başarıya ulaşması neredeyse imkânsızdır.
İmkânı olmadığını 15 Temmuz gecesi gördük.
Kalkışmanın en büyük mirası bu özelliğinden çıkarılabilir: 15 Temmuz girişiminin başarısız olması, benzer niyetlere sahip, demokrasiye müdahaleyi düşünebilecek silahlı güçleri böyle bir maceradan vazgeçirmeyi sağlayacaktır.
Pabucun pahalı olduğunu herkese gösterdi 15 Temmuz.