Yıllar ve yıllar önce, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) üyesi olabileceğine inanılan günlerde, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde değişik vakıfların düzenlediği toplantılarda bu konu tartışılırdı.
O tartışmalı vakıf toplantılarının çoğunda ben de yer aldım.
Hemen her toplantıda ‘AB üyesi Türkiye’ umuduna desteğimi belirtirken yine hemen hepsinde sonuçtan duyduğum kuşkuyu da dile getirmiştim.
“Mış gibi yapmak” kalıbını kullanarak…
AB üyesi ülkeler ve Brüksel Türkiye’yi üyeliğe kabul edecekmiş gibi yapıyor, bizdeki siyasiler ile Ankara da AB üyesi olmaya hazırmış gibi davranıyordu.
Hangisi daha önce ‘mış gibi’ davranmaktan vazgeçip gerçek niyetini ortaya koydu bilemiyorum; ancak bu oldu. Türkiye Brüksel ile belli dosyalar üzerindeki müzakereleri ısrarlı biçimde sürdürdükten sonra, sıra kritik konulara geldiğinde, yan çizmeye başladı; AB üyesi ülkeler de Türkiye’yi aralarında görmekten mutluluk duyacakları görüntüsü vermekten vazgeçtiler.