NEREDEN işittiyse, HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, AK Parti’nin bu hafta yeni bir yüzü daha sahaya süreceği iddiasında. İstanbul’da yapılacak “Fetih Mitingi”ne katılması için 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e davet çıkarmış AK Parti...
Doğru olabilir mi?
Abdullah Gül, Köşk’ten ayrıldıktan sonra siyasi hayata dönüp dönmeyeceğini soranlara hep aynı cevabı verdi: “AK Parti’nin kurucusuyum; beni buraya getiren de AK Partili milletvekillerinin oylarıydı. Görevim bittiğinde kurucusu olduğum partiye dönerim.”
Daha sonra ne olduğunu biliyoruz: AK Parti’nin Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesiyle boşalacak genel başkanını seçmek üzere yaptığı kongresi, Cumhurbaşkanlığı devir-teslim töreninden 1 gün önceye konuldu.
Üzerinde henüz “cumhurbaşkanı” sıfatı bulunduğu güne konulmuş kongrede bu yüzden aday olamadı Abdullah Gül; o gün bugündür köşesinden gelişmeleri seyrediyor.
Partisi belli: Kurucusu olduğu AK Parti...
Ancak bir ülkenin bir vatandaşına sunabileceği en büyük onur olan cumhurbaşkanlığı makamına erişmiş ve devlet adamlığına geçiş yapmış bir şahsiyet olarak, özellikle arkasında her partiden insanın saygı ve sevgisi bulunduğu halde, küçük siyasi atraksiyonlara girmeli mi Abdullah Gül?
Ne dersiniz, girmeli mi?