‘İstanbul Sözleşmesi’ üzerine yürütülen tartışmaların bazılarımıza kabak tadı verdiğinin tabii ki farkındayım. İstisnasız hepimiz sonuç alınmayacak bir tartışma yürütüyoruz. Bu konuda da ‘atı alan Üsküdar’ı geçti’ deyimini kullanmak mümkün.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan iptal kararnamesi imzalayarak bu konuyu kapattı.
Danıştay’ın ilgili dairesinin kararıyla da karar hukukilik kazanmış oldu.
İtirazcılar konuyu Danıştay’ın daha üst birimine veya Anayasa Mahkemesi’ne götürseler ne olacak? Danıştay’ın ilgili dairesinde olduğu gibi, oralarda da, en kötüsü 3-2’lik oylarla, iptal kararına bir çivi daha çakılmış olacak.
Çoğu insan böyle düşünüyorsa şaşırmam.
Türkiye’de işler bir süredir böyle görülüyor çünkü.
Anayasada, yasalarda ne yazdığından çok, yazılanın siyasette ve yargıda nasıl yorumlandığı önemli.
Siyaset de -hiç değilse siyasetin iktidar cephesi- yargı da Türkiye’de son sözü kimin söyleyeceği konusunda kararlı görünüyor: Cumhurbaşkanı o kişi…