Her kongre, parti liderleri için yeni bir başlangıç fırsatıdır. Hele Ahmet Davutoğlugibi delegelerinin tümünün oyunu eksiksiz alarak seçilmiş bir genel başkan için altın değerinde bir fırsat...
7 Haziran seçiminden “tek parti hükümeti” üstünlüğünü kaybederek çıkınca, AK Parti yönetimine, koalisyon pazarlıklarında diğer partiler karşısına güçlü oturabilmeleri için iki tavsiyede bulunmuştum.
Biri, Ahmet Davutoğlu’nun hiç beklemeden kongreye gidip delegelerin desteğini arkasına almasıydı.
Gecikmeli oldu, ama güçlü desteğe yeniden genel başkan seçilerek kavuştuDavutoğlu.
Şimdi o gücünü fırsata çevirme zamanı.
Kendisine yine bir tavsiyem olacak: AK Parti’nin kongreden bütün delegelerin oyunu alarak çıkmış genel başkanı olarak, kazandığı gücü, medya konusunda arş-ı âlâya erişmeye başlayan şikâyetlere kulak verip gereğini yerine getirerek kullanmalı...
Özellikle “kuruluş ilkelerini sahiplenme” diye bir derdi olduğunu dünya âleme ilân ettiği için...
AK Parti’nin kuruluşundan hemen sonra üstlendiği görevlerin başında, çağdışı kalmış “basın yasası”nın güncellenmesi gelmişti. Dönemin basından sorumlu devlet bakanı, Beşir Atalay, bu görevi, hükümet programında söz verildiği gibi demokratik usullerle gerçekleştirdi: Meslek örgütleri ve medya çalışanlarının görüşlerini alarak...
Meslek örgütleriyle tek tek görüştü ve kendilerinden yeni yasayla ilgili talep ve temennilerini yazılı olarak aldı; o yetmedi, ayrıca her düzeyden gazetecinin çağrıldığı bir “basın kurultayı” da topladı AK Partili bakan...
Yürürlükte olan “basın yasası” AK Parti tarafından çıkarılmıştır ve demokrasisi olgun ülkelerin hiçbirinden daha geri değildir.