İlk çıktığında, henüz yaygın bilinirlik kazanmamışken okumuştum Jason Matthews imzasını taşıyan ‘Red Sparrow’ romanını; o roman çok tutuldu, yazarı aynı tema üzerinden iki roman daha yazdı.
Her üç roman da fazla gecikmeden dilimize çevrildi ve sanırım çok da satıldı.
[Romanların Türkçe adları şöyle: Kızıl Serçe.. İhanet Sarayı.. Kremlin’in Adayı..]
Yazarının vaktiyle CIA’de Rusya masasında çalışmış olması, roman yazmaya emekliliği sonrası başlaması ilgimi çekmişti.
Romanları merakla okunduğu gibi, iki tarafın istihbarat servislerinin gizli operasyonları hakkında -biraz abartılı olsa da- bilgi edinmeye de yarıyor.
İstihbarat örgütleri genellikle romanlar yoluyla maharetlerini denemeye çalışan pek çok yazar yetiştirmiştir.
Bunlardan bir dönem çok sayıda roman yazdığı için bayağı bilinirlik kazanmışı James Bond filmlerine esin kaynağı olmuş romanlar yazarı İngiliz MI5 ajanı Ian Fleming’tir. 6-7 Eylül (1955) toplumsal olayları yaşanırken İstanbul’daydı Fleming. İlk romanı -sonradan aynı adla filme de alınmıştır- ‘Rusya’dan Sevgilerle’ adını taşır, ama oradaki olaylar büyük çapta İstanbul’da geçer.
İngiliz istihbarat örgütü MI5’ın başına atanmış ilk kadın başkan olan Stella Rimington da emekliliği sonrası sayısız roman kaleme aldı; halen yenilerini yazmaya devam ediyor.
CIA’de önemli görevler üstlenmiş E. Howard Hunt maceracılığını Watergate skandalına karışan ajanlar arasında yer alarak dışa vurmuştu. O yüzden 33 ay hapis yattı. Ancak onun kendi adı ve müstear birkaç adla yazdığı 30’dan fazla romanı var. Hemen bütünü zamanında çok satanlar listelerinde yer almıştı o romanların…
Matthews o zincirin son halkalarından…