Kendinizi önemli bir mekanda yemek davetine katılan biri olarak tahayyül ediniz. Davet sahibi sizi ve diğer konukları ağırlamak için elinden geleni yapmış olsun. Karşılandınız. Sofraya oturmadan önce küçük çaplı sohbetler yaptınız. “Buyrun sofraya” çağrısı üzerine önceden size ayrılmış yere oturdunuz.
Aa o da ne?
Biraz sonra üzerine değişik lezzetlerin konulacağı porselen tabak biraz tuhaf. Tam ortasında siyah bir nokta var yassı tabağın. Bütün kenarlar o noktaya bakıyor ve biraz dikkatle göz gezdirdiğinizde önceleri size kara leke gibi görünen girintili-çıkıntılı çizgilerin aslında birer sözcük ve o sözcüklerin yan yana dizilmesiyle ortaya çıkan cümlenin bir mesaj olduğunu fark ediyorsunuz.
O cümlenin mesajı şu: “İşe başlamadan önce planlama yapmak seni pişmanlıktan korur; refah ve barış.”
Böyle bir durumla karşılaşsam, ben derhal etrafımdaki diğer davetlilerin önündeki tabaklara “Acaba onlara da aynı mesaj mı verilmiş, yoksa herkese durumuna göre farklı mesajlar mı söz konusu?” merakıyla bakardım.
Muhtemelen o tabağın önüne konulduğu davetli de benim gibi davranmıştır.