Türkiye’nin gündemi hayli yoğun: Kemal Kılıçdaroğlu’nun 25 gün süren uzun yürüyüşü ve ardından Maltepe mitingi… Şimdi de 15 Temmuz hain darbe girişiminin yıldönümüyle ilgili yoğun program… Yunanistan’la sonuca bir kez daha ulaşamayan Kıbrıs müzakereleri… Batı ile çekişmeler…
Dikkatimizi bizi de yakından ilgilendiren başka konulara veremiyoruz.
Musul’un IŞİD’ten temizlenmesine sözgelimi…
‘İslam Devleti’ diye bir örgüt
IŞİD dünya gündemine âniden girmişti, şimdi yine âniden gündem dışı kalacağa benziyor.
Üç yıl önce yine bu zamanlardaydı (2014 Haziran ayı ortası). Tamamı 800 kişiden oluştuğunu söylediği IŞİD militanının, 25 bin kişilik Amerikan eğitimli Irak askerinin koruduğu ülkenin ikinci büyük kentini teslim aldığını New York Timesgazetesinden öğrenmiştik. (Reuters ajansına göre militan sayısı 2 bin kadardı).
Ellerindeki hafif-ağır silahları bırakarak kaçmayı yeğlemişti Irak askerleri…
Kentin kolayca düşmesinde, Musul halkının büyük çapta ‘Sünni’ oluşunun da rol oynadığı ortadaydı. Amerika’nın ülkeye müdahalesi Irak’taki dengeleri Şiiler lehine değiştirmiş, İran tarafından desteklenen siyasiler Bağdat’ta ipleri ele geçirmişti.
Militanlarının önemli bir bölümünün çeşitli Batı ülkelerinden devşirilmiş tipler olduğu görülen‘IŞİD’ örgütünün, bu ‘uluslararası’ kimliği yanında, Irak’taki esas destek tabanının, ülkede kendilerini dışlanmış hisseden bir dini grup (Sünni) olduğu, ancak bunların dini kimliklerinden çok Saddam’a sadık Baasçı kimliklerinin ağır bastığı âşikârdı.
Musul’u ele geçiren militanları yönlendirenlerin Saddam’ın ordusunda üst düzey görevler üstlenmiş askerler olduğu biliniyordu.
Aradan üç yıl geçtikten, binlerce ölü verildikten ve kentin tarihi kimliği çatışmalarda yerle bir olduktan sonra, Musul, dün ABD öncülüğündeki bir cephe tarafından yeniden ele geçirildi.