AK Partililer seçime gidilen süreçte kendilerinin iktidardaki varlığı açısından en fazla kimden rahatsızlık duyuyorlar?
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan mı?
İsimleri ‘cumhurbaşkanı adayı’ olarak geçen bazı belediye başikanlarından mı?
Kamuoyu yoklamalarına göre oyları yükselen İYİ Parti’den ve lideri Meral Akşener’den mi?
Aynı araştırmalara göre oyları hala fazla kıpırdamaz göründüğü halde beklentilerin yüksek olduğu DEVA ile Gelecek partilerinden veya liderleri Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’dan mı?
Hayır, hiçbirinden değil.
Bayram vesilesiyle tanıklık ettiğim ortamlarda kulak misafiri olduğum konuşmalardan çıkardığım sonuç çok farklı.
İktidarın devamını isteyenler en çok Sedat Peker’den çekiniyor, onun gündeme taşıdığı konulardan rahatsızlık duyuyorlar.
Çünkü, bayram buluşmalarında Kılıçdaroğlu, Akşener, Babacan, Davutoğlu isimlerinden daha çok Peker’in adı geçiyor ve onun gündeme taşıdığı iddialar tartışılıyor.
Öyle bir ortamda, kafasının tası atan biri, Sedat Peker’in ‘İslam hukuku’ açısından sözüne güvenilir bir şahit sayılmayacağını bile söyledi.
Ardından meydana gelen sesli gülüşmelerden sonra sözün sahibinin sessizliğe büründüğünü fark ettim.
Gözlemlerim bir anlam taşıyorsa, yazımın burasında, siyasi muhalefete bir uyarım olacak: Bulunduğum ortamlarda yapılan açıklamalar ve yürütülen tartışmalardan ‘6’lı masa’ diye anılan Millet İttifakı paydaşlarının her ay bir araya gelişlerini siyasete ilgi duyan insanların fazla önemsemediği sonucuna vardım.
Etkisi o görüntünün yok denilecek kadar az.
Altılı görüntü iktidar cephesini hala geçerli bir seçenek kılıyor bile denebilir.
Biri ‘‘Sorunların üstesinden birbirine benzemez altı kişi nasıl gelecek, yanlış yapsa ve bugünkü sorunlara sebep olsa da, şikayetlere sebep olan o tek kişi yanlış yaptığı konusunda ikna edilirse, bugünkü durumdan çıkış daha kolay sağlanır’’ da dedi ve o söz ortamı etkiledi.
Görüşün sahibine itirazlar gelse de, altılı görüntünün yeterince desteklenmediği belli oluyordu.