İktidar partisi önümüzdeki yıl yapılacak üç seçimde de kendisine yarar getireceği hesabıyla ‘cumhur ittifakı’ adıyla bir cephe oluşturdu. Bu yolla hem ittifak içerisinde yer alan MHP’nin baraja takılsa bile Meclis’te temsilini garanti altına almış oldu, hem de aynı yolla en az 13 fazla milletvekili çıkarmayı umuyor.
Partiler tek çatı altında seçime girdiklerinde sadece birinin yüzde 10’dan fazla oy alması diğer ittifak partileri üzerinden baraj tehdidini kaldırıyor; milletvekili sayısı hesabında kullanılan d’Hondt sistemi ise ipi önde göğüsleyen partiye fazladan milletvekilleri kazandırıyor…
Birleşerek sandık şanslarını artırmak varken muhalefet partilerinin ittifak yapmaktan uzak durmaları da, hemen anlaşılabileceği üzere, ‘cumhur ittifakı’nın yararına…
İyi de, durum böyleyken, neden sevinmiyor, sevinecek yerde muhalefeti de ittifaka zorlamaya çalışıyorlar?
Saadet Partisi’nin de ‘cumhur ittifakı’ içerisinde yer alması isteniyordu, o uzak kalmaya ve demokrasi dozu ağır basan bazı ilkeler üzerinde mutabakat sağlamak üzere bir platformla yetinmeye karar verince ona ‘‘güle güle’’ dendi.
Dendi, ama iş orada bitmedi. Şimdi de, iktidar partisinin itibar ettiği kalemler, ‘cumhur ittifakı’ dışında kalan partileri tek çatı altında birleştirme çabası içerisindeler.