Önce bir hikaye aktaracağım.
Adamın biri maaşını aldığı gün evine gitmek üzere otobüs durağına gelmiş. Onun maaşını çektiğini gören bir hırsız da adamın peşine takılmış. Otobüse bindikleri anda hırsız adamın cüzdanını cebinden çekivermiş. Bilet almak için elini cebine götüren adam içindeki paralarla birlikte cüzdanın gittiğini fark etmiş. Çaresizlik içerisinde kalan adam, şoför tarafından bilet parası için sıkıştırılınca, ne yapacağını şaşırmış. Yüzü utançtan kıpkırmızı olmuş. Şoför ağır sözlerle adamı beleşçilikle suçlamaktaymış. Sonunda hırsız duruma el koymuş ve fedakarlıkta bulunduğunu etrafa da hissettirerek, adamın bilet parasını kendisi ödemiş.
Tabii adamın utancının sebebinin kendisi olduğunu kimselere çaktırmadan…
Parası çalınan adam parasını çalan kişi olduğunu bilmediği hırsıza kendisini utançtan kurtardığı için övgüler yağdırmaya başlamış. Yalnız o da değil, otobüsün diğer yolcuları da, hırsızın ne kadar âlicenap biri olduğunu, onurlu bir iş yaptığını öve öve bitirememişler…
Bu bir hikaye ve hikaye burada bitiyor.
Hikayeyi Kuveyt’te çıkan ve benim her gün göz attığım iki Arap gazetesinden biri olan ‘Arab Times’ın yayın yönetmeni de olan başyazarı Ahmad Jarallah’ın yazısından aktardım.