Epeydir görüşemediğim bir dost, geçen hafta yazdığım yazılar üzerine gönderdiği kısa yorumda, “Türkiye’nin kaderi galiba, tarih mutlaka tekerrür ediyor” görüşünü paylaştı.
Eh, durum uzaktan öyle görünüyorsa, yakından-içinden bakan bizlerin, her geçen günü, “Ben bu filmi daha önce görmüştüm” şaşkınlığı içerisinde yaşamamızdan daha doğal ne olabilir?
Türkiye günlerdir devletin ‘suç örgütü lideri’ olarak tanımladığı bir önemli kişinin videolarıyla çalkalanıyor. Videoları izlemedim, fakat sağda-solda çıkan haberlerden onlarda neler anlatıldığına vakıf oldum. Konuya ilişkin yazıları da kaçırmamaya çalışıyorum.
Videoları izleyip hayretler içerisinde kalanları uyarayım: Böyle bir olay ülkemizde ilk kez yaşanmıyor; daha önceleri de pek çok kez ‘suç örgütü lideri’ unvanlı başkalarının veya onların tehdit ettikleri şahısların iddialarıyla karşılaşılmıştı.
Kimi iddiasını videoya alıp kendisine ait kanalda sonradan yayınlatmıştı. Kimi ise, başına geleni, yargılandığı ağır ceza mahkemesine verdiği yazılı savunmada, en ince ayrıntılarına kadar anlatmıştı.
Bir defasında da, bir araya gelmeleri bir yana selamlaşmaları bile düşünülemeyecek dört kişi aynı araç içerisinde seyahat ederken aracın kazaya uğraması ve üçünün oracıkta ölmesi üzerine, ‘suç örgütü’ diye bilinenlerin devlet ile iç içe oldukları ortaya çıkmıştı.