TL her gün bir gün önceki tarihi rekorunu kırıp dolar karşısında ‘1 dolar = 10 TL’ uğursuz denklemine doğru yol alırken, resmi enflasyon da yüzde 20’ye tırmanmışken, 10 Batı ülkesiyle kavgalı hale gelmemizi talihsizlik sayıyorum.
ABD, Almanya, Danimarka, Fransa, Finlandiya, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda’nın büyükelçileri “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararına uyulmalı, Osman Kavala serbest bırakılmalı” talebini içeren bir bildiriye imza attıkları için Dışişleri Bakanlığı’na çağrılıp azarlandılar, hükümetin ve AK Parti’nin ileri gelenleri de onlara hadlerini bildiren açıklamalar yaptı.
“Ne yani, tepki verilmese miydi?” diş gıcırtılarını duyar gibi oluyorum.
Bu girişimi gerçekten densizlik ve haddini bilmezlik sayıyorsak, konunun ahlaki boyutuyla ilgili değerlendirme iç ve dış kamuoylarına bırakılarak sorun diplomatik bir çatışma haline dönüştürülmeseydi daha akıllıca davranılmış olurdu.
Tepkisel açıklamaların hepsinde yer alan ‘dış mihraklar’ vurgusu ile verilen tepki arasında bir çelişki var.
Tahlil şu önermeye dayanıyor: ’Dış mihraklar’ AK Parti’den ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan rahatsız. Joe Biden henüz ABD’de başkanlık adayı iken New York Times gazetesi yazarlarıyla buluşmasında bu rahatsızlığın ortadan kaldırılması için gayret edeceği sözünü vermişti.