En kalıcı politik çizgi de hep o alanda yaşanır; iktidarlar gelir geçer, ülkelerin dışa dönük politikalarında büyük çapta bir değişiklik olmaz. Dış politikayı daha fazla ciddiye alan iktidarlar olur ve bu yüzden sıkıntılar da yaşanabilir; ancak dış politikayı hafife alan iktidarlar da fazla uzun ömürlü olamıyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin geleneksel dış politikası, yerine kurulduğu Osmanlı İmparatorluğu’nun nihayetine doğru yaşanan sarsıntıların etkisini üzerinde taşıyor. Bu durum, bizim ülke olarak hem şansımız, hem de en ciddi sorunumuzdur. Savaşlardan kaçınırız ülke olarak, başka ülkelerin iç işleriyle fazla ilgilenmeyiz, yönümüzü Batı’ya çevirmişizdir. Ülkemiz sınırları dışında yaşayan aynı ırk, din, hatta ülküye sahip unsurlara sahip çıkmaktan da, içeride de kendilerine farklı bakan ve öyle bakılmasını isteyen vatandaşlara kulak vermekten de kaçınırız.
‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ sloganı bunu ifade eder.
Cumhuriyet’in bir asra yaklaşan tarihinde izlenen dış politik çizgisinde esas, yukarıdaki paragrafta özetlenen genel bakıştır.