Bilindiği kadarıyla Türkiye’nin ABD ile ilişkilerinin kötü olması için görünürde bir sebep yok. Sonuçta iki ülke NATO’da silâh arkadaşı. En son, Washington ziyaretinde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ikili ilişkileri övdü, ABD Başkanı Donald Trump da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ve Türkiye’yi…
Ancak.. ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass.. son birkaç aydır kimbilir kaçıncı kez.. yüzüne karşı uyarılarda bulunulmak üzere.. Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı.
- Reklam -
Uyarı konusu da, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Washington ziyareti
sırasında çıkan tartışmalarda biraz sertçe davranan koruma
polisleriyle ilgili Amerikan mahkemesinden ‘yakalama kararı’
çıkartılmış olması…
Dün bir gelişme daha yaşandı Washington’da; ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Senato Dışilişkiler Komitesi önünde konuşurken, “Ankara’daki hükümet –veya içinden bazıları– Müslüman Kardeşler üyesi” anlamına gelecek bir şeyler söyleyiverdi.
‘Müslüman Kardeşler’ ABD tarafından –henüz– ‘terörist’ damgası yapıştırılmış olmasa bile, Körfez’deki Arap ülkelerinin çoğunun ‘terörist’ listesinde bulunan bir örgüt. Suudi Arabistan ve onun yanında yer alan 10 ülke, “Müslüman Kardeşler örgütüne hamilik yaptığı” gerekçesiyle, Katar’a, ambargo/abluka karışımı yaptırımlar uyguluyor.
İlişkiler kötü olsaydı daha başka nelere tanık olacaktık ki…
ABD ile böyleyiz.. ya müslüman ülkelerle?
Amerika dahil her ülkeyle sorunlar yaşasak bile aramızın her zaman
iyi olmasını isteyeceğimiz ülkeler sıralamasında hep önlerde yer
alan Suudi Arabistan ile de sorunlar yaşıyoruz.
Yine dün, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Ekonomi Bakanı Nihat Tüfekçi, Katar ve Kuveyt temasları sonrası Suudi Arabistan’a geçip Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Aranızdaki sorunu barışçı yollardan çözüp sona erdirseniz iyi olacak” mesajını iletecekti.