Ekonomi artık günlük gıdamız gibi. Öğrenim hayatında bir saat bile ‘ekonomi 101’ dersine girmemiş olanlar, günümüzün şartlarında, ders verir gibi ekonomi konuşuyorlar. Kulak veriyorum, söyledikleri pek de mantıksızmış gibi gelmiyor.
Benim biraz ekonomi bilgim var; en azından ‘ekonomiye giriş’ düzeyinde bilgim var. Konu açıldığında mahçup olmayacak kadar görüş açıklamakta zorlanmam. Üstelik zorlandığımda başvuracağım bilgisine güvendiğim dostlarım ve kitaplarım var.
Şimdi itiraf zamanı: Kur korumalı mevduat (KKM) uygulaması çıktığında okuduklarım ve işittiklerim bu yeni mevduat türünü anlamama yetmedi. Uzunca bir süre KKM’yi sadece kurla irtibatlı özelliğiyle tanımladım zihnimde.
Uygulamanın gerçek yüzünü öğrenmem için, kredi kartıyla ilgili bir konuda yardım talep etmek amacıyla bankaya uğramam gerekti
O da doğrudan bankadaki muhatabım görevliden aldığım bilgiyle olmadı.
Görüştüğüm banka görevlisi, bir ara yerini terk ettiğinde, işgal ettiği küçük bölmede yalnız başıma kaldım. İster istemez yan bölmedeki bir başka görevlinin müşteriyle konuşmasına kulak vermeden edemedim.