TBMM’yi yeni dönemin ilk oturumunda izlediyseniz ilginç bir tabloya tanıklık ettiniz demektir: Ülkede var olan neredeyse her renk bu Meclis’te temsil ediliyor...
Anayasa’nın aradığı “temsilde adalet”, dün çalışmalarına başlayan yeni Meclis’te sağlanmış durumda.
Şimdi sıra yine Anayasa’da öngörülen “yönetimde istikrar”ı sağlamada...
“Yönetimde istikrar” son 3 seçimde sandıktan hep “tek parti iktidarı” çıktığı için sorun teşkil etmemişti; bu defa koalisyonu zorunlu kılan bir tablo var karşımızda ve koalisyon doğru bir formülle oluşturulamazsa daha önce iktidar-muhalefet arasında yaşanan çekişme ve çatışmalar hükümet içerisine de taşınabilir.
Koalisyonlar bizim ülkemizde uzun ömürlü olamıyor.
Partiler acaba ömrü uzun bir koalisyon arayışındalar mı?
İlk bakışta kulağa garip gelse de üzerinde düşünmeye değer bir soru bu. Muhalefet partileri oy kaybettiği ilk genel seçimde yakalamışken AK Parti’nin daha zayıf hale gelmesini isteyebilir ve içlerinden hangisi koalisyon ortağı olacaksa bunu sağlayacak biçimde davranabilir.
AK Parti de, seçimde oyunu kendisinden esirgemiş olanların “yanlış yaptıkları”kanaatiyle yeniden yuvaya dönmeleri umuduyla, hükümetin süresini kısaltmayı amaçlayabilir.