Seçime gidiyoruz, ama partilerden çok medyada sarsıntılar yaşanıyor: Görev bırakan veya görevden alınanlar var, programını kapatan var... Bir yazar saldırıya uğradı, onun başına gelenin yarattığı dalga hâlâ yatışmadı... Eskilerin deyimiyle“kalem kavgaları” da sürüp gidiyor...
Kendini saldırıya uğramış hisseden bir medya patronu bile eline kalem aldı, sık sık düşüncelerini okurlarla paylaşıyor.
Basında tartışmalar, kavgalar yeni bir durum değil. Nispeten daha çekingen Batı basınından farklı olarak, bizde basın kavgaları, fikir hayatının tuzu biberidir. En ünlü isimler, kılıçlaşan kalemleriyle gündemi belirleyen kavgalara taraf olmuşlardır.
Türkiye’de yayımlanan ilk günlük gazeteden beri...
Kendi hesabıma ben de, son 30 yıl içerisinde, pek çok kalem tartışmasında yer aldım; kiminde başlatan, kiminde ise kendini savunan taraf olarak... Günlük hayatına küfrü sokmamış biri olarak yazılarımda da azami nezaketten uzak düşmemeye çalıştım her defasında. Haksız saldırılara maruz kaldığımda bile hak ve adaletten sapmamaya gayret ettim.