Artık herkesin dilinde olan “Gerçeklerin mutlaka ortaya çıkma adeti vardır” sözünü bir zamanlar ben çok kullanmıştım. Bu cümleye şimdilerde “Gerçekler mutlaka ortaya çıkar, vaktiyle üzerini örtmeye çalışanların yüzünü morartmak pahasına” diye yeni bir bölüm eklemek gerekiyor…
Cümlenin ilk bölümü, 1982 yılında Londra’daki bir köprü üzerinde cesedi bulunan İtalyan bankacı Roberto Calvi’nin ölümüyle ilgili ‘intihar’ damgasının asılsız çıkmasıyla ilgili. Yeni eklediğim bölümü ise, yıllarca “Bu bir intihar değil, suikast” iddiasını seslendirenlere “Komplocu” damgası vuran yayın organlarının günümüzde ‘gerçeği’ yazmak zorunda kalmalarına nazire…
Hürriyet gazetesinde, bugün, geçen hafta sonu İngiliz gazetesi Telegraph’ta ayrıntılarıyla yer alan bir haber-değerlendirmenin özet tercümesi var. Her iki gazete de, yıllar boyunca, Vatikan çevreleri ile İtalya’nın karanlıkta kalmayı benimsemiş gizli bir örgütünün öyle bilinmesini istediği yönde yayınlar yapmışlardı.
Lafı uzatacak değilim; isteyen yazının Hürriyet’te özetlenen Türkçesini, isteyen de İngiliz Telegraph gazetesindeki daha ayrıntılı versiyonunu okur. [Hürriyet yazının bir yerinde “Calvi’ye ne olduğu hala belli değil” ara başlığını kullanmış. Haber ne olduğunu anlattığı halde…]
Ben, burada, Calvi olayının üzerinden 20 yıl ve en az bir düzine ‘Kulis’ yazım geçtikten sonra, 2003 yılında -tam tarihi 29 Temmuz 2003-, bugün Hürriyet‘te yer alan bilgilerin çoğunu da özetleyen eski bir ‘Kulis’ yazımı aktaracağım.
İsteyen, 40 yıl boyunca, konuya ne zaman eğilsem bir yerlerden şahsıma yöneltilen itirazları da arama motorlarına başvurarak görür ve okur.