Yukarıda gördüğünüz fotoğraf ve bu yazı boyunca göreceğiniz diğerleri Paris’te çekildi. Ancak bu tablolar hayli zaman önce Fransa’yı sarsan ülkenin Arap-Müslüman asıllı gençlerinin varlıklarını ve dertlerini hatırlatmak için sergiledikleri isyan hareketine ait değil. Fotoğraf bu hafta sonuna ait ve bu defa ülkenin altını üstüne getirmeye kararlı olanlar bildiğiniz sıradan Fransızlar…
Bunu yapanlar, sistemin kendilerine yönelik politikalarından rahatsızlık duyan işsiz-güçsüz takımından Arap-Müslüman gençler değil ve isyanlarının dışa vuruş tarzı da otomobil yakmayla sınırlı kalmıyor; bu defa sistemin tam kalbine saplanıyor mızrak. Fransa’nın gurur abidesi ‘Zafer Anıtı’ bile hedef. Bankalar ve ATM makinaları, büyük mağazalar da…
“Solcu bir başkaldırı” derseniz haklı olursunuz, çünkü gösterilere katılımcılar arasında ‘solcu’ çok ve ‘aşırı sol’un lider ismi Jean-Luc Mélenchon da göstericileri destekliyor. “Sağcı bir isyan” dediğinizde de tespitiniz yanlış olmaz; çünkü ülkenin ‘aşırı sağ’ örgütünün lideri ve son cumhurbaşkanı adayı Marine Le Pen de hareketi sahiplenmekte.
Fransa sosyal yönden hassas bir halka sahip. Daha 1789 ihtilalinden bu yana istediğini suhuletle ele geçirmezse sokaklara dökülerek elde etmeyi göze alabilen bir halk bu. En çarpıcı örneği 1968’de Paris’te üniversitelerde başlayıp bütün ülkeye ve oradan da başkalarına sıçrayan gençlerin meydan okumasıydı.
Gençler sokaklara dökülerek yalnızca kendilerinin itiraz ettikleri eğitim politikalarını değiştirmekle kalmadılar, Fransa’nın bütün sistemini yeniden elden geçirmesine de yol açtılar. Avrupa’nın bütünü 1968 olaylarından etkilendi.
Bu kez sokakları hareketlendiren basit bir talepmiş gibi görünüyor: Göstericiler Fransa’da yolda kalma durumunda bulunan her araç sahibinin giymesi zorunlu olan sarı yeleklerle sokaktalar; çünkü bu ayın sonunda benzin ve motorindeki vergi yükünü daha da artırarak akaryakıt fiyatlarında yapılması öngörülen fahiş artışa itiraz ediyorlar.