nternet üzerinden film ve dizilerin izlenmesini sağlayan ABD menşeli Netflix şirketi, 1997 yılında kurulmuş olmasına rağmen, büyük atılımını son beş yıl içerisinde gerçekleştirdi. Neredeyse yarısı ABD-dışı ülkelerde olmak üzere 100 milyona yakın abonesi var Netflix’in…
En kârlı şirketlerden biri bugün…
Başarısında en büyük paylardan biri, beş yıldır izleyicileri
sürükleyen, Oscar ödüllü sanatçılar Kevin
Spacey ve Robin Wright’ın ABD başkanı ve eşi rollerini
üstlendikleri ‘House of Cards’ (Kartondan Ev, HOC)
dizisidir.
Hırsı aklından ileri.. iktidarı için cinayet dahil yapamayacağı hiçbir şey olmayan.. vefa duygusundan mahrum.. dessas.. bir politikacı tiplemesi.. yalnızca ABD’de değil.. dünyanın dört bir tarafında ilgiyle karşılandı.
Netflix biraz da HOC sırtında ABD’ye ve dünyaya kendini tanıttı.
Trump seçildi, böyle oldu
Dizinin her yeni sezonunu ilgiyle izleyenler arasında ben de varım;
birkaç kez de burada kendisinden söz ettiğimi hatırlıyorum. Her
yeni sezonda desise ve entrikaların dozu arttığı.. senaryosunda
ilgi düşüklüğü de bulunmadığı halde.. HOC dizisinin son sezonu..
fazla bir ilgi uyandırmadı.
Sebep? Sebep, gerçek hayatta yaşanan daleveraların dizide canlandırılan Beyaz Saray ayak oyunlarından çok daha ileride olmasıdır.
Kısacası, Donald Trump unsuru…
Gerçekler hayalleri aşınca, senaristlerin muhayyileleri ne kadar güçlü olursa olsun, kâğıt üzerindeki veya ekrana yansıyan olaylar yavan kalıyor.
Bu durumda Amerikan basınının da büyük etkisi var.
Trump geldi ve daha seçilmeden önce başlattığı medya-karşıtı söylemini başarısı üzerine resmen bir meydan savaşına döndürdüğü halde gazetecileri yıldıramadı. Her gün gazetelerde, her dakika televizyon ekranlarında yer alan haberler ve yorumlar Trumpyönetimini bozguna uğrattı.
İyi niyetli olmayan ve kötücüllüğü politika haline getirmekten çekinmeyen ABD yönetimini…
Birkaç ay önce ABD’de 15 gün kaldım, rahatsızlandığım için bir bölümünü dışarıya çıkamadan geçirdiğim günler boyunca, gazeteler ve televizyon yayınları üzerinde yoğunlaştım.