Dünya birbirine pek çok yönden benzeyen güçlü liderler dönemini yaşıyor. Biz Türkiye’de cumhurbaşkanlığı koltuğunu dolduran Tayyip Erdoğan’ı biliyor ve gücünü yaşayarak tadıyoruz… Rusya Vladimir Putin’le tanıştığından beri onu bir türlü bırakmıyor… Narendra Modi ‘dünyanın en kalabalık demokrasisi’ olmakla övünen Hindistan’ın bu tanımını değiştirmekle meşgul… Bu tür liderlerin en ünlüsü ise ABD’nin başkanı Donald Trump; o da işbaşına geldiği kısa sayılacak süre içerisinde kendisinden önceki bütün başkanlardan farklı olduğunu hemen belli etti…
Genel çizgileriyle ‘popülist’ diye adlandırılan liderler bunlar.
Popülist liderlerin özellikleri
Hepsi siyaseten güçlüler ve iktidarda kaldıkları yıllar boyunca güçlerini daha da arttırıyorlar. Muhalifleri ne yaparsa yapsınlar onlar kendilerini yerlerinde tutacak formüller bulmakta ustalar. Yerlerinde daha önce bulunmuş kişilerin cesaret edemediği pek çok politikayı gözlerini kırpmadan uygulayabiliyorlar.
Bütün bu politikacıların en dikkat çeken özelliklerinden biri de, askeri müdahaleleri -buna sizler ‘savaş’ da diyebilirsiniz- hiç çekinmeden göze alabilmeleri…
Putin Kırım’ı ve Ukrayna’nın bir bölümünü “Buralar zaten bizimdi ve orada yaşayan insanlar bizi istiyor” gerekçesiyle kendi topraklarına kattı.