Gazetelerin ve ‘medya’ genel başlığı altına giren diğer yayın organlarının her birinin sahipleri var; o kurumlar kazanırsa para sahiplerin kasasına giriyor, zarar söz konusu olduğunda da ceremeyi yine sahipler çekiyor.
Buna rağmen soruyorum: Gazetelerin gerçek sahipleri acaba onlara patronluk yapanlar mıdır, yoksa bilgi ve yazı hünerleri ile, habercilik becerileriyle o gazeteleri her gün yayınlayan isimler ve kadrolar mıdır?
Anlamsız gibi görünen bir soru sorduğumun farkıdayım. Hürriyet el değiştirdiğinde, onu satan patronun, yazarlarını, muhabirlerini ve yazı işleri kadrolarını satış öncesi niyetinden haberdar etmediği anlaşılıyor.
El sıkıştıktan sonra bazı isimleri arayıp sonucu bildirmiş Aydın Doğan…
Günümüzün somut gerçeği bu, ancak ben yine de gazetelerin esas sahiplerinin onları çıkaran kadro olduğu kanaatindeyim. Satılan gazeteler yeni sahipleri elinde bu ‘gerçek’ göz önünde tutulmadan vitrin yenilenmesine giderse sonuç iyi olmayabilir.
Yakın geçmişte bu yüzden pek çok gazete okur ve itibar kaybetti, bazısı varlığı devam etse de eski havası kalmadığı için zorda.