Önce Mesut Barzani’nin kendisine babası tarafından emanet edildiğini aktardığı Türkiye ile ilgili vasiyeti hatırlatayım.
Okuyalım:
“Org. Eşref Bitlis ile Korg. Necati Özgen 1992 yılı Ekim ayında, PKK’ya karşı mücadelede Barzani ve Peşmergelerinin daha neler yapabileceğini görüşmek üzere Erbil’e gitmiş. İki komutan Barzani’nin evinde konaklamış. Duvardaki baba Mustafa Barzani’nin yağlıboya tablosu önünde aralarında şöyle bir konuşma geçmiş:
“PKK’yla mücadele konusunda hep Türkiye’nin yanındayım, yanında
olmaya devam edeceğim.
– Çok memnun oldum. Bunu harekat sırasında gösterdiniz. Hep böyle
olmanızı biz de istiyoruz.
– Babamın, Türkiye’yle ilgili vasiyetini uyguluyorum.
– Babanızın, uygulanmasını istediği vasiyeti neydi Mesut Bey?
– Babam, ‘Türkiye’yle, Türk milletiyle, devletiyle asla kötü
olmayın. Hep iyi ilişkiler içinde olun. Türkiye, bize her dönemde
yardımcı oldu. Onlara sakın karşı gelmeyin’ dedi.”
Barzani görevi bırakıyor
Vasiyetin ne zaman yapıldığı önemli.
Baba Mustafa Barzani 1979 yılında vefat ettiğine göre, o tarihten önceki bir zaman dilimi söz konusu olmalı. Muhtemelen de, İran Şahı’nın Basra Körfezi’ndeki üç küçük adayı vermeyi kabul eden Saddam Hüseyin’le anlaşınca kendilerine silâh ve mühimmat yardımı yaptığı Irak yönetimine karşı isyan halindeki Kürtler’i ortada bıraktığı 1975 yılında yaşanan hayal kırıklığı sonrasında olmalı.