Bir Fenerbahçe taraftarı olarak içim yansa da dün Kadıköy’deki derbiden üç golle galip çıkan Galatasaray’ı kutlayarak yazıma başlamak istiyorum.
İlk gol geldikten sonra bile, maçı birlikte izlediğimiz yakınıma, “Merak etme, bu maçı yine biz kazanırız” dediğimi de itiraf olarak buraya kaydedeyim.
Kadro takviyesi yapmış Fenerbahçe ve başına getirilen Portekizli hoca ile ilgili olumlu gürültünün etkisi altında kaldığımı anlıyorum.
Ne yapalım; futbol bu, yenilgiyi bundan sonraki karşılaşmalardan zaferle çıkarak telafi etmek ve şampiyonluğu kazanmak yine de mümkün.
İşte futbol ile siyaset arasında kurulan benzerlik burada son buluyor. Futbolda telafi mekanizması var, ancak siyasette sandıkta yaşanan yenilginin telafisi için beş yıl beklemek gerekiyor.
Bu gerçeğin en fazla farkında olması beklenebilecek siyasilerin tavır ve söylemlerine baktığımda bu gerçeğin tam farkında olmadıkları kanaatine varıyorum. 22 yıl boyunca girdiği neredeyse bütün seçimlerden başarıyla çıkmış iktidar bu gerçeğin farkında olduğu izlenimini veriyor; buna karşılık, aynı dönemde yapılan hemen bütün seçimlerden yenilgiyle çıkmışlar ile henüz denenmemiş yeni partilerin temsil edildiği masa, son maç öncesi Fenerbahçe taraftarı görüntüsünde.