Yakın zamanlara kadar YouTube üzerinden yapılan yayınları hiç mi hiç izlemezdim; bir dostumun “Şuna biraz zaman ayır” diye gönderdiği yarım saatlik bir video her günlük programımın bütünüyle değişmesine yol açtı.
Türkiye’nin nabzı gazeteler ve haber kanallarında atmıyor, internet üzerinden yayın yapan alternatif kanallarla muhalif tavır sahiplerinin görüşlerini açıklamak için kullandıkları YouTube kanallarında atıyor.
Her yaptığı yorum yüz binlerce kişi tarafından izlenenler var.
Gürültücü bir kalabalık gibi görünse de Türkiye’nin bir bölümü onları izliyor.
Eski programlarına baktım, Sedat Peker öncesinde de peşine büyük bir izleyici kitlesi takmış olanlar bulunduğunu gördüm; Sedat Peker’in videoları ve Twitter mesajları sonrasında, önceleri az izlenenler çok izlenir hale gelmiş, zaten çok izlenenler ise rekor seviyesine ulaşmış durumdalar.
“Bir tripod, bir kamera” kitlelere ulaşmak için yeterli. Dev stüdyoları, pahalı ışık tertibatı, son sistem kameraları, yüzlerce çalışanı bulunan TV kanallarının pabuçları dama atılmış durumda. Soru soran evinden yapıyor yayını, sorulan da programa evinden katılıyor; izleyiciler ise her yerdeler ve cep telefonu, tablet, TV, artık hangisi o sırada erişilebilir ise, herkes oradan değişik programları takip edebiliyor.