Doğru ile yanlış, iyi ile kötü, güzel ile çirkin arasındaki fark, insan yaşayışında, hep ‘akıl’ sayesinde kendini belli eder.
Böyle bir ayırımı yapamayacak durumdaki kişiler ‘temyiz kudretinden mahrum’ kabul edilir. İslam dinine göre, akıl nimetinden mahrum kişilerin hukuki ve dini açıdan sorumluluğu da yoktur.
Yalnızca bireyler için önemli değildir akıl; örgütlerin, kurumların, şirketlerin, milletlerin, ülkelerin, devletlerin de ‘aklı’ vardır; daha doğrusu akılları olduğu varsayılır. O akıl sayesinde onlar da yanlışlardan uzak durur, doğru kararlar alarak varlıklarını sürdürmeye çalışırlar.
Kurumsal akıl devrede değilse şirketler iflas edebilir, örgütlerin, devletlerin, milletlerin başı dertten kurtulamaz.
AK Parti’nin sürekli yanlışları
Son seçime bir de bu genel kabul açısından yaklaşalım istiyorum.